25.8.10

Faena the Hunter Pupil

My Ally char Faena's first sketch. She's a hunter and she with her mentor Grimald (the Mad) the Dwarf Hunter. Actually I'm a Horde player, Troll Shaman (yay!), but I give my word to Grim, 'cause of this I draw Fae & Grim first.


( for tha Horde >_< )

23.8.10

Oldies II

Meet the Little Red Riding Hood. I love fairy tales and I decided make my own fairy (weird) tales. So, I started with Red. Her first sketch, she is a hard smoker, tomboy and wolf-walker. But now, I'm thinking about something different for her.

Date: November 13, 2006


And here, my lovely Snow White. She's a soul catcher, a beloved monster, a kick-ass princess of fairyland. So, watch your steps!

Date: 2008


And here one of my beauties, my first sketch about my Linear Psychosis Project and its finished version.

Date: 2009


Date: September 29, 2009

Oldies I


I wanna show you guys, some oldie sketches of mine and their finished or nearly finished versions.


First couple are my marrionette desings for Clockwork Snail Traveling Marionette Troupe's new show, an extra-ordinary history of Rapunzel. Here's the Marionette Witch and Marionette Rapunzel. Snails are Turkish Puppeteers, they make their own marionettes and shows. Very talented and crazy couple they are XD

>@/'


Here, meet Lethe the Dragon Knight. She was a goddess/maker from one of my stories. Kind of warrior. She have three friend, too. But I can't remember what they look like and also, I lost Lethe's sketches. But here the stages and last version of her.


'Ello world!

Here's tha yar favorite maker, the one who play with delusions! Yes, my dearies, that's me! the Delusion Maker!

My my, welcome to my delusional factory! You can see first sketches of delusions, here. And other work in progress thingies.

Just watch and wait, pumpkins.


C'ya.

2.8.10

kâbus

Savaş çanları çalıyordu, kulaklarda yankılanarak halkın yüreğine korku salarak çalıyorlardı. İçindeki karanlık giderek büyüyor, ruhundan kalan son parçaları acıyla eziliyordu. Rüyalar, düşler onun kara deliklerle örülü kâbuslarında dönüşüyordu. Çığlıkları keskin ve acıydı ama duyulmuyorlardı. Gözlerini kapadığında zihnini de kapıyordu, sonrası bilinmezlikti. Ne içindi bu çanlar? Bir savaş mıydı gerçekten? Yoksa bir av mı? Tarihteki büyük savaşlardan, lanetlerden ve ölümden kurtarmış bunca şövalyeyi cazgır bir çiftçi ordusuyla mı yok edeceklerdi?

Hayır.

Me'a yüreğinde bir ağırlık hissetti. Bir şeyler onu derinden, içinden, en gizli saklı düşlerinin ve anılarının olduğu yerden boğuyordu. Bilinmez bir elin pençelerindeydi. Hayır! Ruhundan kalan parçalar haykırıyordu. Tanrıçalar ve Tanrılar adına, HAYIR! Bu rûnleri taşıdıkça, derisi her an alev alev yanarken, zihninde ona ait olmayan seslerin yankısına dayandıkça bu çanlara, bu savaşa izin ermeyecekti. Kanları eline bulaşmış tüm ölü dostlarının kayıp mezarlarına üzerene yemin ederdi ki, izin vermeyecekti!

Dizleri üstüne çöktü. Ellerini toprağa dayadı yığılmamak için. Soğuk toprak bir anda kuruyu verdi avuçları altında. Bir şeyler kaburgalarını içten içte tırmalıyordu. Rûnler ısınırken teni yanıyor ve çatlıyordu. Dişlerini sıktı, gözlerini yumdu, ruhundaki acı bedenine işliyordu.

HAYIR! Hayır... kaybetmeyecekti kendini. Kimsenin avı değildi o. İzin vermezdi buna... hayır, tasmalanacak bir gudubet olmayacaktı. Uyuz bir hayvan gibi avlanamazdı!

Nefesi ufak buharlar yaratıyordu. Gri gözleri, kararıp kehribar ateşlere dönüşürken kirpiklerine düşen birkaç damla yok oldu. Boğazını yırtarak geceyi boğan çığlık, çalan çanları çıldırttı. Yarılan rûnlerden kanla karışık kara irinler aktı toprağa.

Toprak öldü.

Teni karardı, zırhı parçalanıp döküldü. Rüzgâr dokunmadı saçlarına, fısıldamadı kulağına.

Şehir sustu.

Gecenin karanlığında kara bir kâbus uyandı. Yürüyen karanlıkta sadece bir çift yıldız parladı ateş renginde.