E doğal olarak da birden fazla haltı becerebilenler sürüsünün bir üyesi olarak, hemen planlar programlar yapılıyor. Tasarımlar uçuşuyor, kodlar yazılıyor, fikirler patlıyor, kafalar tokuşuyor. Replikler, metinler derken radyo piyesleri doğuyor. Şöyle olsun böyle olsun derken kendimizi alternatif bir tarih içinde, yıl 2010, 2. dünya savaşının eşiğinde buluveriyoruz. Her halt ancak buhar gücüyle çalışabiliyor zira bir yerlerden bir şekilde bir patlak vermiş, birileri bir çomak sokuvermiş. Ne Edison kalmış ne kadın hakları. Yıl 2010 hâlâ Victorian çağdayız sanki!
Ve böyle bir keşmekeşin içinde bir kargo zeplini çeşitli erzakları sağa sola taşırken aslında saman altından kaçaklara, sürgünlere, siyasi yasaklılara ve nicelerine el uzatıyor. Aklı gidip gelen antikacı, ton ton bir amca, Grimald Vesely, bir bakıyorsun Tesla diyor, bir bakıyor Edison. Bir de bakmışsın ki hiç hatırlamıyor onları. Kadınlığını saklıyarak bir erkek gibi hava harp okulundan mezun olmuş, kadın olduğu için vatanından sürgün edilmiş, bir Türk Hanımefendisi, adı Sabiha, zeplinin kaptanı. Sömürge altında bağımsızlığını kazanmaya çalışan Fransa gerilla savaşı veriyor. Bu özgürlük savaşından ağır yaralarla sıyrılmayı az çok başarabilmiş asker bozması başka bir hatun, Jacqueline, kendini poker salonunun kraliçesi ilan etmiş. Ufak tefek bir velet, Skreech, cirit atıyor zeplinin mekanik aksamları arasında. Gacırdaya gacurdaya her şeyleri tamir etme sevdasında. Doktorundan, aşçısından, tayfasına, arada gidip gelen, gelecek gidecek olan yolcularıyla, bir keşmekeş meydanı Airship Lenora.
Ve böyle bir keşmekeşin içinde bir kargo zeplini çeşitli erzakları sağa sola taşırken aslında saman altından kaçaklara, sürgünlere, siyasi yasaklılara ve nicelerine el uzatıyor. Aklı gidip gelen antikacı, ton ton bir amca, Grimald Vesely, bir bakıyorsun Tesla diyor, bir bakıyor Edison. Bir de bakmışsın ki hiç hatırlamıyor onları. Kadınlığını saklıyarak bir erkek gibi hava harp okulundan mezun olmuş, kadın olduğu için vatanından sürgün edilmiş, bir Türk Hanımefendisi, adı Sabiha, zeplinin kaptanı. Sömürge altında bağımsızlığını kazanmaya çalışan Fransa gerilla savaşı veriyor. Bu özgürlük savaşından ağır yaralarla sıyrılmayı az çok başarabilmiş asker bozması başka bir hatun, Jacqueline, kendini poker salonunun kraliçesi ilan etmiş. Ufak tefek bir velet, Skreech, cirit atıyor zeplinin mekanik aksamları arasında. Gacırdaya gacurdaya her şeyleri tamir etme sevdasında. Doktorundan, aşçısından, tayfasına, arada gidip gelen, gelecek gidecek olan yolcularıyla, bir keşmekeş meydanı Airship Lenora.
Ve bu meydanda, tayfaların aklına parlak bir fikir gelir. Zeplini çevreleyen haberleşme ağında, konuklar ve kendileri için bir radyo programı yapacaklardır. Fikir zeplinin sahibi antikacı beyefendi tarafından takdirle karşılandı. Asistanı bastıbacak Skreech neredeyse tüm aksamları bir birine iliştirip, tamir ederek adeta yoktan bir radyo sistemi kurdu. Salonun kraliçesi pokerden sıkıldığında birkaç kelam lütfetmeyi ve kaptan da her yayın öncesine günlük anonsları bildirmeyi kabul etti. Böylece, Steam-Stream doğdu.
No comments:
Post a Comment